Sevgili Veliler,
Yarı yıl tatiline girmenin heyecanını ve bir nebze olsun rahatlamanın tadını çıkarmaya hazır mısınız? Evet, bu tatil, çocuklarımızın dinlenmesi, enerji toplaması ve yeni bir döneme hazırlanması için harika bir fırsat. Ancak, bu süreci daha keyifli ve eğlenceli kılmak adına birkaç önerim var.
Öncelikle, evinizde onlara “okul ortamı” oluşturun ki çocuklarımız okuldaki davranışlarını evlerinde de sergileyebilsin… Nasıl mı? Hafif bir ironi ile birlikte şöyle bir göz atalım:
Duvara Ayakkabı İzi Çıkarma:
Çocuklarımızın sadece sınıflarında ve okul koridorlarında değil, evde de iz bırakma özgürlüğüne sahip olmaları önemlidir. Duvarlara ayakkabı izleriyle sanat yapıyorlarsa, lütfen engellemeyin. Belki de evdeki duvarlar, onların yaratıcılıklarını ifade etmeleri için bir tuval olabilir.
Masaları Kazıyarak Yazı Yazma:
Evdeki masaları sınıflarındaki gibi kazıyarak isimlerini yazma konusunda çocuklarımıza özgürlük tanıyalım. Kim bilir, belki de bu isimler, evimizin kutsal mekanlarına hoş bir hava katacaktır. Masaları dolapları kazıyarak ismini yazma konusunda da biraz hoşgörülü olalım. Belki de yeni nesil Picasso’lar yetişiyor, kim bilir?
Işıkları Açık Bırakma Sanatı:
Girdikleri her odanın ışıklarını açık bırakma yeteneği, çocuklarımızın evde de kendilerini ifade etmeleri için harika bir fırsat olacaktır. Aydınlık odalar, belki de yeni keşifler ve maceralar için bir davetiye niteliğinde olabilir.
Atık Yönetimi Becerisi:
Yedikleri içtikleri her şeyin kabuklarını istedikleri gibi yere sağa sola atabilme yetenekleri, çocuklarımızın çevre bilinci kazanmalarına katkı sağlayabilir. Belki de bu atıkları doğaya geri dönmeye teşvik edebiliriz.
Bu önerilere yönelik tavsiyem ise şu: Sakin olun ve her davranışlarına gülümseyin. Evet, çocuklarımızın yaramazlık yapması bazen zorlayıcı olabilir, ancak onların bu süreçte öğrenmelerine ve eğlenmelerine izin vermek, biraz esneklik göstermek önemlidir.
Son olarak, garip garip sesler çıkarma konusunda da bir miktar sabır gösterelim. Belki de yeni bir enstrümanın doğuşunu kaçırıyoruzdur.
Yarı yıl tatili, sadece birkaç çocuğu değil, tüm evi idare etmek anlamına gelebilir. Ancak, 15 gün boyunca az bir sabır ve hoşgörü ile bu süreci en iyi şekilde geçirebiliriz. Çocuklarımızın psikolojileri bozulur mu? Hayır, eminim ki bu süreç, onların yaratıcılıklarını keşfetmelerine ve evde eğlenmelerine katkı sağlayacaktır.
Çocuklarımız tüm bunları yaparken gayet sakin davranın onlara sakın kızmayın hele hele vurmayı asla düşünmeyin bile.
Onlar hepimizin çocukları (ebeveyn ve öğretmenler olarak) Alimallah çocukların psikolojisi falan bozulur..!
Şurada 15 gün, 1 veya 2 çocuk idare edeceksiniz. Aylar boyu yüzlerce çocuk değil az sabır.. Bakın psikolojileri bozulunca asla düzelmez…
Önyargı ve Kıyaslamadan Uzak Durun: Karne Tatilinde Güveninizi ve Özgüveninizi Güçlendirin
Her yıl beklenen karnelerle birlikte gelen yarı yıl tatili, öğrenciler ve veliler için hem dinlenme hem de değerlendirme fırsatı sunuyor. Ancak, bu dönemde önyargı ve kıyaslamadan kaçınılması, öğrencilerin ve velilerin hem güvenlerini hem de özgüvenlerini korumak adına önemli bir adımdır.
Her Öğrenci Farklıdır:
Öncelikle, her öğrencinin yetenekleri, ilgi alanları ve öğrenme hızı farklıdır. Karne notları sadece bir ölçüt olarak değerlendirilmemeli; her öğrenci kendi potansiyelini keşfetmeye odaklanmalıdır.
Önyargı ve Kıyaslama Tehlikesi:
Öğrenciler arasındaki kıyaslama ve veliler arasındaki önyargı, tatil dönemini olumsuz etkileyebilir. Her öğrenci farklı bir öğrenme sürecine ve güçlü yönlerine sahiptir. Benzer şekilde, her aile de kendi dinamiklerine göre işler. Ancak, karne döneminde bu farklılıkların unutulması ve önyargılı düşüncelere kapılma riski bulunmaktadır.
Önyargılardan Arının:
Önyargılar, insanların potansiyellerini sınırlayabilir. Başkalarını değerlendirirken önyargılardan kaçının. Her öğrenci, kendi hızında ilerler ve kendi benzersiz yetenekleriyle parlar.
Kendi Gelişimine Odaklan:
Karnenin sadece bir dönemlik bir yansıma olduğunu unutmayın. Öğrenciler, eksik oldukları konuları belirleyip bu alanlarda gelişmeye odaklanabilirler. Kendi gelişim sürecine odaklanmak, özgüveni artırır.
Kıyaslama Tuzağına Düşmeyin:
Başkalarıyla kıyaslamak, öğrencilerin özgüvenini ve motivasyonunu olumsuz etkileyebilir. Her öğrenci kendi yolunu çizer, bu nedenle başkalarıyla rekabet etmek yerine kendi potansiyelinizi maksimize etmeye odaklanın.
Başarıları Kutlayın:
Herhangi bir başarı, büyük ya da küçük, kutlanmaya değerdir. Öğrencilerin kendi başarılarına odaklanarak bu dönemi olumlu bir şekilde değerlendirmeleri, özgüvenlerini artırabilir.
Aile İletişimini Güçlendirin:
Veliler, çocuklarına destek olmalı ve karneleri üzerinden iletişim kurmalıdır. Ancak bu iletişimde eleştiri yerine olumlu geribildirim ve motivasyon ön planda olmalıdır. Öğrencilerle sağlıklı bir iletişim kurmak, onların güvenini artırır. Başarıları konuşmak kadar, zorlandıkları konular üzerine konuşmak da önemlidir. Veliler arasında da açık iletişim, karşılaştırma ve önyargıları önlemeye yardımcı olur.
Yarı yıl tatili, bir dinlenme ve değerlendirme dönemi olarak görülmelidir. Öğrenciler, kendi potansiyellerini keşfetmeye odaklanarak, kendi hızlarında gelişim gösterebilirler. Veliler ise çocuklarını anlamalı, desteklemeli ve onlara güven aşılamalıdır. Önyargılardan uzak durarak, kıyaslamalara kapılmadan her bir öğrenci ve veli, bu tatil dönemini olumlu bir şekilde değerlendirebilir.
Güzel bir tatil geçirmeniz dileğiyle…
Dr. Sevil Gülcan GÖREN
Eğitim Yöneticisi / Psikolog /Koç Eğitimci